azap

azap
1. أزمة [أَزْمَة]
Anlamı: dünyada günah ışlemiş olanlara ahirette verilecek ceza, çok büyük sıkıntı
2. أسى [أَسَى]
Anlamı: dünyada günah ışlemiş olanlara ahirette verilecek ceza, çok büyük sıkıntı
3. ابتئاس [اِبْتِئاس]
Anlamı: dünyada günah ışlemiş olanlara ahirette verilecek ceza, çok büyük sıkıntı
4. اكتئاب [اِكْتِئاب]
Anlamı: dünyada günah ışlemiş olanlara ahirette verilecek ceza, çok büyük sıkıntı
5. امتعاض [اِمْتِعاض]
Anlamı: dünyada günah ışlemiş olanlara ahirette verilecek ceza, çok büyük sıkıntı
6. بأس [بَأْس]
Anlamı: dünyada günah ışlemiş olanlara ahirette verilecek ceza, çok büyük sıkıntı
7. بؤس [بُؤْس]
Anlamı: dünyada günah ışlemiş olanlara ahirette verilecek ceza, çok büyük sıkıntı
8. بأساء [بَأْساء]
Anlamı: dünyada günah ışlemiş olanlara ahirette verilecek ceza, çok büyük sıkıntı
9. تألم [تَأَلُّم]
Anlamı: dünyada günah ışlemiş olanlara ahirette verilecek ceza, çok büyük sıkıntı
10. تأوه [تَأَوُّه]
Anlamı: dünyada günah ışlemiş olanlara ahirette verilecek ceza, çok büyük sıkıntı
11. تجهم [تَجَهُّم]
Anlamı: dünyada günah ışlemiş olanlara ahirette verilecek ceza, çok büyük sıkıntı
12. ترح [تَرَح]
Anlamı: dünyada günah ışlemiş olanlara ahirette verilecek ceza, çok büyük sıkıntı
13. تفجع [تَفَجُّع]
Anlamı: dünyada günah ışlemiş olanlara ahirette verilecek ceza, çok büyük sıkıntı
14. تقطيب [تَقْطِيب]
Anlamı: dünyada günah ışlemiş olanlara ahirette verilecek ceza, çok büyük sıkıntı
15. جزع [جَزَع]
Anlamı: dünyada günah ışlemiş olanlara ahirette verilecek ceza, çok büyük sıkıntı
16. جهامة [جَهَامَة]
Anlamı: dünyada günah ışlemiş olanlara ahirette verilecek ceza, çok büyük sıkıntı
17. حزن [حَزَن]
Anlamı: dünyada günah ışlemiş olanlara ahirette verilecek ceza, çok büyük sıkıntı
18. حزن [حُزْن]
Anlamı: dünyada günah ışlemiş olanlara ahirette verilecek ceza, çok büyük sıkıntı
19. زحار [زُحَار]
Anlamı: dünyada günah ışlemiş olanlara ahirette verilecek ceza, çok büyük sıkıntı
20. شجب [شَجَب]
Anlamı: dünyada günah ışlemiş olanlara ahirette verilecek ceza, çok büyük sıkıntı
21. شجن [شَجَن]
Anlamı: dünyada günah ışlemiş olanlara ahirette verilecek ceza, çok büyük sıkıntı
22. شجو [شَجْو]
Anlamı: dünyada günah ışlemiş olanlara ahirette verilecek ceza, çok büyük sıkıntı
23. عبوس [عُبُوس]
Anlamı: dünyada günah ışlemiş olanlara ahirette verilecek ceza, çok büyük sıkıntı
24. عذاب [عَذَاب]
Anlamı: dünyada günah ışlemiş olanlara ahirette verilecek ceza, çok büyük sıkıntı
25. غصة [غُصَّة]
Anlamı: dünyada günah ışlemiş olanlara ahirette verilecek ceza, çok büyük sıkıntı
26. غم [غَمّ]
Anlamı: dünyada günah ışlemiş olanlara ahirette verilecek ceza, çok büyük sıkıntı
27. غمة [غُمَّة]
Anlamı: dünyada günah ışlemiş olanlara ahirette verilecek ceza, çok büyük sıkıntı
28. قلق [قَلَق]
Anlamı: dünyada günah ışlemiş olanlara ahirette verilecek ceza, çok büyük sıkıntı
29. كآبة [كَآبَة]
Anlamı: dünyada günah ışlemiş olanlara ahirette verilecek ceza, çok büyük sıkıntı
30. كأداء [كَأْداء]
Anlamı: dünyada günah ışlemiş olanlara ahirette verilecek ceza, çok büyük sıkıntı
31. كرب [كَرْب]
Anlamı: dünyada günah ışlemiş olanlara ahirette verilecek ceza, çok büyük sıkıntı
32. لأواء [لَأْواء]
Anlamı: dünyada günah ışlemiş olanlara ahirette verilecek ceza, çok büyük sıkıntı
33. مض [مَضّ]
Anlamı: dünyada günah ışlemiş olanlara ahirette verilecek ceza, çok büyük sıkıntı
34. مضض [مَضَض]
Anlamı: dünyada günah ışlemiş olanlara ahirette verilecek ceza, çok büyük sıkıntı
35. هم [هَمّ]
Anlamı: dünyada günah ışlemiş olanlara ahirette verilecek ceza, çok büyük sıkıntı

Türkçe-Arapça Sözlük. 2015.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • Azap — Genre Programme court zapping Présentation Camille Combal Pays …   Wikipédia en Français

  • azap — àzap m DEFINICIJA pov. 1. u vojsci Osmanskog Carstva a. puškar b. pješak c. specijalni stražar 2. reg. neženja, samac ONOMASTIKA pr.: Àzap, Àzapović (100, Slavonija) ETIMOLOGIJA tur. ← arap. ̔azäb: neženja …   Hrvatski jezični portal

  • Azap — (Azaps, türk. u. pers.), so v.w. Asab …   Pierer's Universal-Lexikon

  • azap — azáp, azápi, s.m. (înv.) miliţie otomană, ca infanterie de luptă Trimis de blaurb, 22.03.2006. Sursa: DAR …   Dicționar Român

  • azap — 1. is., bı, Ar. ˁazab 1) Anadolu nun birçok bölgesinde çiftlik uşağı 2) tar. Yeniçeriler zamanında gerektikçe sancaklardaki gençlerden toplanıp ordu ve donanmaya katılan asker Tersane azabı. Kale azabı. 2. is., bı, Ar. ˁaẕāb 1) Büyük sıkıntı,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Azap — Azaps were irregular light infantry of the Ottoman Army.The Azaps were also known as the bachelors , they were volunteers who were paid only during campaigns and had the freedom to leave the army whenever they wanted. The Azaps were initially… …   Wikipedia

  • azap duymak — acı çekmek, üzülmek Bu şehrin, takdir fukaralarının orta malına dönüşmüş olmasından azap duyuyorum. A. Boysan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • azap vermek — acı çektirmek, üzmek Bu düşünce ona epeyce azap verdi. A. Mithat …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • azap çekmek — 1) ahirette ceza görmek 2) çok büyük sıkıntıya uğramak Senin yüzünden bir hâl olursa azabını ömrün boyunca çekersin ağabey. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • HÜSBAN — Azap. * Yıldırım. * Çekirge. * Saymak …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • IKAB — Azap, mihnet …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”